What happens when softness enters the sharpest room in fashion?

OpinionJune 6, 2025
What happens when softness enters the sharpest room in fashion?

Pierpaolo Piccioli’nin Balenciaga’da olması fikrinde inkar edilemez derecede büyüleyici – ve kafa karıştırıcı – bir şey var. Soft design tasarımcısı, keskinliğin şekillendirdiği bir eve giriyor. Hacmin, saflığın, romantizmin adamı – ironi, çarpıtma ve rahatsızlık üzerine kurulu bir markaya adım atıyor.

Ve yine de, işte buradayız.

Bir zamanlar Demna yönetiminde post-dijital saldırganlığın ve görsel provokasyonun merkez üssü olan Balenciaga, kimsenin pek de beklemediği bir sonraki dönemine girmek üzere.
Bu bir sıfırlama mı? Bir çelişki mi? Bir düzeltme mi? Moda evleri radikal yaratıcı değişimler yaptıklarında, sadece bir tasarımcıyı işe almazlar. Duygusal sıcaklıklarını yeniden yazıyorlar. Piccioli’nin Valentino’dan ayrılması, lüks modadaki son hümanist vizyonlardan birinin sonunu işaret etti – duygu, renk ve klasik güzelliğin modası geçmiş olarak değil, radikal olarak görüldüğü bir dünya.
Bunu Balenciaga’ya taşımak ya bir risk ya da bir devrimdir. Belki ikisi de. Ama soru hala geçerli:
Balenciaga gibi aşınma üzerine kurulu bir ev güzelliği sindirebilir mi? Ve Piccioli’nin romantizmi algoritmadan sağ çıkabilir mi?

Demna, yıkım yoluyla eve kültürel bir ağırlık kazandırdı. Onun Balenciaga’sı bir aynaydı – çatlak, pikselli, post-ironik. Rahatlatmıyordu; açığa çıkarıyordu.
Öte yandan Piccioli’nin çalışmaları iç mekana hitap ediyor. Ruh için tasarlıyor, gösteri için değil.

Peki şimdi ne olacak?

Pierpaolo markayı görsel sinizminden arındırıp yerine zarafeti koyabilecek mi?
Hızı anlamdan daha fazla ödüllendiren bir sektörde güzelliği korumak için savaşacak mı? Bilmemenin sessizce heyecan verici bir yanı var. Ve belki de, sadece belki de, modanın şu anda sunabileceği en radikal şey budur: 

Bir açıklama değil.
Bir slogan değil.
Ama bir anlık gerilim

Author: Birce Naz Köş

RELATED POSTS