Remi Lamande’in büyülü dünyasına adım atıyoruz. Paris – New York hattında yaşayan bir fotoğrafçı ve yönetmen olan Remi için fotoğrafçı olmak çok yalnız ve aynı zamanda çok sosyal olmayı beraberinde getiriyor. “İnsanların güvenini kazanmakla ilgili… Modellerin size güvenebileceklerini, emin ellerde olduklarını hissettikleri zaman ortaya çıkan duyguyu seviyorum. Birlikte harika görüntüler yaratmanın en iyi yolu bu. İnsanları herhangi bir şey yapmaları için şaşırtmak ya da kandırmak istemiyorum. Tercihim, bunun ortak bir yolculuk olması…” Eserlerini; insanlar arasındaki neşe, güç, iktidar ilişkileri üzerinden kurgulayan Remi’nin dünyasında kilit nokta “özgürlük”. Özgürlük… Zincirlerinden boşanma özgürlüğü… Cinsel özgürlüğün getirdiği bağımsızlık…

“Odaklandığım belirli bir konu yok, bir kişi ya da imaja takıp onun etrafında hikayeler örüyorum. Bu da ortaya müşterek bir akış çıkarıyor çünkü belli başlı duygu ve niteliklere ilgi duyuyorum…” Kendisini zorlamaktan kaçınmayan görsel dünyasında Remi için cesaret oldukça sübjektif bir yerde duruyor. “Bence kendini zorlamak iyidir. Bir sanatçı olarak kendinin en büyük desteği ve en sert eleştirmenisin, elinden tutan biri de yok, dolayısıyla kendimi hiçbir zaman yeterince yapmış saymıyorum…” Remi’nin dünyasında görseller daha yüksek sesle konuşuyor.

İnsanların hakkınızda ne düşündüğünü önemsiyor musunuz?

Son günlerde kendini nasıl hissediyorsun?

Kendini ifade etmek senin için ne anlama geliyor?

Şimdiye kadar 2023 nasıl bir yıl oldu?

Kendinize karşı dürüst olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Sizin için bunalmışlık…

Özgünlük tanımınız nedir?

Interview by Duygu Bengi

From Based Istanbul N°42 – me, myself & I Issue. “Talk to yourself like someone you love.⁠ Perhaps then, the balance might change. This time ask yourself: “If I am not for myself, who will be for me?” Buy your copy now!